Sigara Nasıl Bağımlılık Yapıyor?
Bir madde düşünün. Bu maddeyi kullandığınızda beyninizde bulunan keyif merkezini uyararak dopamin, seratonin, endorfin, asetil kolin ve noradrenalin gibi nörotransmiterlerin salgılanmasına neden oluyor. Bu nörotransmitterlerin salgılanmasına bağlı olarak kişinin dikkatinde artma, kendisini iyi hissetme, hafıza ve uyanıklığın artması, anlık sıkıntı ve sorunlarda rahatlama, metabolizma hızında artış, iştahta azalma, adrenalin artışına bağlı olarak kalp hızında ve bedensel fonksiyonlarında artma gibi çok yararlı etkilere neden oluyor. Bahsedilen bu maddenin bir başka özelliği de vücuda alındıktan 20 saniye kadar kısa bir süre içerisinde bu etkilerinin ortaya çıkmaya başlaması.
Vücudumuzda bu kadar hızlı ve sağlıklı etkilere neden olan bu madde maalesef bilim insanları tarafından zararlı olduğu gerekçesiyle yasaklanmaya çalışılmaktadır.
Tahmin edeceğiniz üzere yukarıda bahsedilen madde NİKOTİN.
Peki sağlığımız için bu kadar yararlı olan bir maddenin kullanımı neden zararlı hiç düşündünüz mü? Bilim insanlarının hepsi yanılıyor ya da bizim kötülüğümüzü düşünecek kadar acımasız olabilirler mi? Bu soruya birazdan döneceğiz. Bu noktada nikotinik reseptörlerden kısaca bahsedelim.
Otonom sinir sistemi olarak adlandırılan ve vücudun fizyolojik faaliyetlerini yerine getirmesinde önemli bir yeri olan reseptörlerden biri de yukarıda bahsettiğimiz nikotin tarafından uyarılan nikotinik reseptörlerdir. Nikotinik reseptörler vücutta doğal olarak bulunan asetilkolin adlı bir nörotransmitterle etkileşime girerek normal fonksiyonlarını yerine getirmektedir. Yani nikotinik reseptörlerin uyarılması için sigarada bulunan nikotine ihtiyacımız bulunmamaktadır.
Sigara içtikten kısa bir süre sonra kısa bir sürede ve yoğun bir şekilde beyne ulaşan nikotin ve sigarada bulunan diğer uyarıcı maddeler saniyeler içinde beynimize etki etmeye başlar. Beynimizde Nükleus Accumbens olarak adlandırılan, seratonin, dopamin ve GABA gibi hormon ve nörotransmitterlerin salgılanmasını sağlayan bir merkezin uyarılmasını sağlar.
Nükleus Accumbens beynimizin ödül sisteminin bir parçasıdır. Ödül ve pekiştirici uyaranların analizinde ve işlenmesinde önemli bir rol oynar. Bu merkezin uyarılması sonucunda yukarıda bahsedilen keyif, mutluluk ve konsantrasyon artışı, enerji artışı, el-göz koordinasyonunda artışı gibi olumlu etkilere neden olur.
Buraya kadar işler yolunda. Sigarayı iç, nikotini beyne gönder, reseptörlere bağlan, Nükleus Accumbensi uyar ve mutlu ol.
Peki o zaman sorun nerede. Bilim insanları neden mutlu olmamızı istemiyor, sigara neden zararlı?
Sigaranın düzenli olarak içilmeye başlanması ile birlikte vücut, gelen nikotin miktarındaki artışa paralel olarak nikotinik reseptör sayısını artırmaya başlar. Sigara ve nikotin alımı ile sağlanan bu iyilik hali bir süre devam ettikten sonra nikotin seviyesinin kanda azalması ile orantılı olarak azalmaya başlar. Bu aşamada ceza sisteminin bir parçası olan Locus cerelous devreye girer. Locus cerelousun devreye girmesi ise huzursuzluk, endişe, uyku bozukluğu, konsantrasyon güçlüğü, el-göz koordinasyonunda bozulma, iştah artışı, depresyon, halsizlik, aşırı sigara içme isteği gibi bulgulara neden olmaktadır.
Beyin bu durumdan kurtulmak, daha önceki keyif ve olumlu etkilerin yaşanması için daha fazla nikotine ihtiyaç duymaya başlayacaktır. Daha fazla alınan nikotin, Nükleus Accumbens’te bulunan nikotinik reseptör sayısının daha fazla artmasına neden olacak, nikotinik reseptör sayısının artması ise daha fazla nikotine ihtiyaç duyulduğu kısır bir döngüye neden olmaktadır.
Bu aşamaya kadar, kişi normal şartlarda zihinsel ve bedensel olarak konsantre olabilirken, hayattan aldığı haz ve keyifli olma hali, sigara kullanımı ile birlikte artış göstermeye başlar. Belirli bir noktadan sonra ise sigara içmediği zaman mutsuz, keyifsiz, dikkati dağınık ve yorgun bir hale gelmeye başlar. Bunun önüne geçebilmek için ise sigara içerek daha mutlu olduğu fikrine kapılır. Bağımlılık gerçekleştikten sonra ise sigara içerek, sadece içmedikleri dönemdeki bedensel ve zihinsel düzeye ulaşabilmektedirler.
Bu kadar bilimsel bilgiden sonra basit bir analoji ile nikotin bağımlılığını, sigara içince neden kendinizi daha zinde ve sağlıklı hissettiğinizi ama aslında bir bataklığa düşmüş olduğunuzu anlatabiliriz.
Günlük ihtiyaçlarınızın giderilmesi için bir miktar paraya ihtiyacınız olduğunu ve bu ihtiyaçlarınız için cebinizde yeterli paranın olduğunu düşünün. Bu şekilde hayatınıza mutlu bir şekilde, kimseye muhtaç olmadan devam ediyorsunuz.
Sonra hayatınıza biri giriyor. İlk günlerde çok fazla hoşlanmasanız da size fazladan para veriyor, kendinizi daha iyi hissetmenizi, daha konsantre, daha enerjik olmanızı sağlıyor. Yeni tanıştığınız, ilk başlarda çok hoşlanmadığınız ama size iyi hissettiren kişi zamanla size ait olan parayı sizden almaya başlıyor. Siz günlük ihtiyaçlarınızı gidermek için her seferinde bu kişiden kendi paranızı istemek zorunda kalıyorsunuz. Bir süre sonra bu kişinin size zarar verdiğini, ondan kurtulmak istediğinizi anlıyorsunuz ama o kişi olmadan yaşayamayacağınızı, kendinizi kötü hissedeceğinizi, hayatın bir anlamı olmayacağını düşünmeye başlıyorsunuz.
Aslında sigaranın/nikotinin yapmış olduğu da aynen budur. Size ait olanı sizden alıp, sizde bir boşluk yaratıp, size ait olanı size vererek iyi hissetmenizi sağlamak. Emin olun sizin sigara içerek aldığınız keyif ve mutluluğu sigara içmeyenler sürekli hissetmektedir. Bu sigarayı bıraktıktan sonra, özgürlüğünüze kavuştuktan sonra çok daha net bir şekilde anlayacaksınız.
İlk sigara içmeye başladığınız günlerde neden sigara içtiğinizi sorsalar kendinizi iyi, hissettirdiğini ve size iyi geldiğini söylerdiniz. Ama aslında ilk günlerde sırf merak ya da arkadaş ortamında bir yer edinebilmek adına tadı ve kokusu iğrenç olan ve muhtemelen de sizi sürekli öksürten sigarayı içmeye kendinizi zorlamışsınızdır. İlerleyen günlerde aynı soruyu soracak olsaydık bu sefer gerçekten kendinizi iyi hissettirdiğini, size iyi geldiğini söylerdiniz. Birkaç ay sonra da sizi rahatlattığını, daha kolay odaklandığınızı, sizi mutlu ettiğini söylerdiniz.
Yani normal şartlarda iyi hissetmek, konsantre olmak için sigaraya ihtiyaç duymamamıza rağmen bu bataklığa saplandıktan sonra sürekli bir sigara içme isteği duymaya başlarsınız. Bu durumu herhangi bir hastalığınız olmamasına rağmen nefes almak için solunum makinasına bağlandığınızı ve belirli aralıklarla yoğun miktarda size oksijen verildiğini düşünün. Vücuda her oksijen girişinde kendinizi daha dinç ve enerjik hissedersiniz. Solunum cihazının çalışması biraz geciktiğinde ya da çalışmadığında kendinizi oksijensiz kalmış gibi hissetmeye başlarsınız. Aslında bu cihaza ihtiyacınız yoktur akciğerleriniz bu görevi rahatlıkla yerine getirebilmektedir. Ama kafanızda “solunum cihazı olmadan yaşayamam”, “kendimi enerjik hissedemem” şeklindeki hatalı kodlanmış düşünceler sizi bu cihaza bağımlı kılmaktadır. Sigara bağımlılığının da bir farkı yoktur. Normal şartlarda beynin sağladığı konsantrasyon ve iyilik halinin sigara sayesinde olduğunu düşünmeniz de sizi sigaraya bağımlı kılmaktadır.
Sigara içmediğiniz zaman içine düşmekten korktuğunuz boşluk duygusu sizi sigara içmeye zorlamaktadır ve içtiğiniz her sigara içinizdeki bu boşluk duygusunu biraz daha genişletmekte ve sizi biraz daha içerisine çekmektedir.
Sigara içmeyen birinin sizi anlayamamasının temel nedenlerinden biri budur. Sigara içmeyen kişilerde sigaranın neden olduğu bu boşluk duygusu yoktur.
Sigarayı bırakmayı istiyor ama nasıl bir yol izleyeceğiniz konusunda kararsızsanız “Sigarayı Bırakmak İstiyorum” başlıklı yazımızı okuyabilirsiniz.
İsterseniz gelin Bursa/Beşevler‘de bulunan merkezimizde kahvemizi içerken sigarayı nasıl bırakabileceğinizi konuşalım…
Dr. Mesut Ersoy